30,1045$% -0.01
32,7584€% -0.03
38,0444£% 0
1.962,95%-1,24
3.323,00%-0,32
1302035฿%1.00412
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, ”Dil özgürlüğü, dil çeşitliliği, bu ülkeyi geri götürmez; aksine, aidiyet duygusunu güçlendirerek bizi selamete kavuşturur. Huzur ve selamete hepimizin ihtiyacı vardır.” dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Eğitim İşleri Başkanlığı tarafından “Dilimi Konuşuyor İnancımı Yaşıyorum” temasıyla düzenlenen panelde konuştu.
Konuşmasında önemli mesajlara yer veren Yapıcıoğlu, kalbi bu memleketin iyiliği için çarpan herkesi, dil özgürlüğünün önündeki anayasal ve yasal bütün engelleri kaldırmaya, dil özgürlüğü için anayasal ve yasal düzenlemeler yapmaya davet etti.
Konuşmasına katılımcıları Kürtçe, Türkçe, Zazaca ve Arapça selamlayan Yapıcıoğlu, devamında Rum suresinin 22. Ayeti olan “Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için ibretler vardır.” ve Hucurat suresinin 13. Ayeti olan “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” ayetini okudu.
“Diller Allah’ın ayetlerindendir”
“İslam, farklı dil ve renklerdeki halkların buluştuğu medeniyettir.” diyen Yapıcıoğlu, “İslamî kavramlar, ümmetin kavramları olarak bu medeniyetin dildeki bağlantı noktalarıdır; kelimeler ise kavimlere göre değişir. Diller, kavramlar ve kelimeler bütününde hep birlikte ümmetin dilleri olarak varlık bulur. Müslüman olmayıp Müslümanlarla aynı coğrafyada yaşayanların dilleri de Allah’ın ayetlerindendir. Onların dilleri de muhteremdir; yasaklanmayı değil, korunmayı ve gelişmeleri için ortam hazırlamayı gerektirir.” ifadelerini kullandı.
“İslam medeniyeti Farslar, Kürtler gibi farklı kavimlere açıldığında, bu dillerin gelişmesi için imkânlar oluşturmuştur”
İslam medeniyetinin Farsça ve Kürtçe gibi bir çok dilin gelişmesi için imkanlar oluşturduğuna dikkat çeken Yapıcıoğlu, “İslam medeniyeti, Hz. Ömer zamanında Farslar, Kürtler gibi farklı kavimlere açıldığında, bu dillerin gelişmesi için imkânlar oluşturmuştur. Nitekim Kürtçe gibi İslamiyet’ten önce yazılı eserlerden mahrum bırakılan bir dil, İslamiyet’le beraber edebiyat dili haline gelmiştir ve bu dilden, Melayê Bateyî, Melayê Cezerî, Feqîyê Teyran, Ahmedê Xanî, Şeyh Abdurrahmanê Aktepî, Seyyid Aliyê Fındıkî, Seyyid Kadriyê Cezerî gibi büyük üstatlar yetişmiş ve muazzam eserler vermişlerdir.” şeklinde konuştu.
Yapıcıoğlu, “Medreselerimiz, yüzyıllar boyunca Kürtçe ders vermiş ve aynı zamanda Kürtçeyi geliştirmiştir. Mevlid-i Nebi evlerimizde Kürtçe okunmuş, vaizlerimiz nasihatlerini Kürtçe yapmışlardır. “diye belirterek sözlerini sürdürdü.
“Dil yasağı, Batı uygarlığının bize dayattığı bela kaynaklarından biridir”
“Dil yasağı, pek çok sorunumuz gibi, Batı kaynaklı ırkçılığın ve ulus devlet anlayışının zuhuruyla ortaya çıkmış bir yasaktır.” diye belirten Yapıcıoğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Dil yasağı, Batı uygarlığının bize dayattığı bela kaynaklarından biridir. Bize bu yasağı dayatanlar, dostlarımız değildir; bütünlüğümüzden, birliğimizden, güçlenmemizden yana olmayanlardır. Birliğimizin temeline dinamit koymak isteyenlerdir; bizim bölünüp gücümüzü kaybetmemiz için çalışanlardır.
Nitekim bölme, parçalama ve ayrışma amaçlı fikir ve eylemlerin yayılmasında dil yasağının etkisinin bulunduğu açıktır. Öyleyse dil yasağı, kimilerinin zannettiği gibi birliğimizin garantisi millî bir uygulama değil; aksine, birliğimizi bozan bir dayatmadır. Biz meseleye böyle bakıyoruz ve doğru baktığımızdan eminiz.”
“Özgür bir ülke, halkının özgürlük alanlarını temel haklar ve maslahatlar zemininde genişletir”
“Dil yasağından yana olmanın millî bir duruş olmadığının farkına varılmalıdır.” diye vurgulayan Yapıcıoğlu, “Lakin geçen yüzyılın başında bu aziz memlekete yönelik oluşturulan dayatmalara son verme konusunda, ne yazık ki henüz siyasi zeminde millî bir cesaret oluşmamıştır. Dün, dayatmayla kabul ettirenler, zamanla zoraki bir fikir haline gelmiş ve kabul edilmiş bir zihniyete dönüşmüştür. Bu da kardeşliğimize halel getirecek uygulamalara sahip çıkma yönünde politikaların gelişmesine sebep olmuştur. Türkiye, kendini yenilerken ve dış baskılara günbegün meydan okurken, dil yasağı yönündeki dayatmaları sürdüremez. Ülkenin dışarıya karşı istiklali, özgürlüğü, halkın özgürlüğünden bağımsız değildir. Özgür bir ülke, halkına güvenir ve onun özgürlük alanlarını temel haklar ve maslahatlar zemininde genişletir.” dedi.
“Gelin, el ele, omuz omuza verip bu yöndeki yasaklara ve kısıtlamalara son verelim”
Memlekette farklı dillerde konuşan halkın arasında sorun olmadığını belirten Yapıcıoğlu, “Halkın dil yasağı konusunda bir talebi de yoktur. Aksine, bu ülkenin aziz halkı, kendisine tanınan hakkın, kardeşine de tanınmasından yanadır. Halkımız geniş gönüllüdür, inançlıdır ve İslam medeniyetinin yüceliğini özümsemiştir. Bunun için dil yasağını tanımamaktadır ve bundan da mustariptir. Gelin, el ele, omuz omuza verip bu yöndeki yasaklara ve kısıtlamalara son verelim. Medeniyetimizin sağladığı renkliliğin, kardeşliğimizi pekiştirdiğine inanalım. Biz İslam medeniyetine tabi oldukça büyüdük, güçlendik, yol aldık; ondan uzaklaştıkça küçüldük, zayıfladık, durakladık ve geriledik.” ifadelerini kullandı.
“Dil özgürlüğünün önündeki anayasal ve yasal bütün engelleri kaldıralım”
“Dil özgürlüğü, dil çeşitliliği, bu ülkeyi geri götürmez; aksine, aidiyet duygusunu güçlendirerek bizi selamete kavuşturur. Huzur ve selamete hepimizin ihtiyacı vardır.” diyen Yapıcıoğlu, son olarak şu mesajı verdi:
“Kalbi bu memleketin iyiliği için çarpan herkesi, dil özgürlüğünün önündeki anayasal ve yasal bütün engelleri kaldırmaya, dil özgürlüğü için anayasal ve yasal düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz. İnanıyoruz ki bu davete icabet edenler, bu memleketin iyiliği ve huzuru için hayırlı bir iş yapmış olacaklar ve gelecek nesillerce iyilikle anılacaklardır.
Sözlerime son verirken bu panelin ve dillerimizin önündeki engellerin kaldırılması için yapılan çalışmaların hayırlara vesile olmasını diliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.”
EĞİL İLE ÇERMİK’ İN DOĞAL VE KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİ TURİZME KAZANDIRILIYOR
Diyarbakır Web Tasarım Ajansı