DOLAR

30,1045$% -0.01

EURO

32,7584% -0.03

STERLİN

38,0444£% 0

GRAM ALTIN

1.962,95%-1,24

ÇEYREK ALTIN

3.323,00%-0,32

BİTCOİN

1302035฿%1.00412

İmsak Vakti a 02:00
Diyarbakır HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

D.Ü. REKTÖRÜ PROF. DR. KAMURAN ERONAT İLE ÖZEL RÖPORTAJ “GÜZEL ANILMAK EN BÜYÜK HEDEFİM”

DİCLE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. KAMURAN ERONAT İLE ÖZEL RÖPORTAJ

Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, sadece akademik dünyada değil, aynı zamanda şehri ve üniversitesini geliştirmek için gerçekleştirdiği projelerle de dikkat çekiyor. Diyarbakır’ın kültürel mirasını ve eğitimdeki potansiyelini derinlemesine tahlil eden Eronat, akademik kariyerini ve hayat felsefesini başarıyla birleştirerek Dicle Üniversitesi ve Diyarbakır’ ın geleceği için önemli adımlar atıyor. Onunla gerçekleştirdiğimiz bu söyleşide, eğitim alanındaki projelerinden, kişisel hayat felsefesine kadar pek çok önemli konuya değindik.

Sevgi Özkan Dalgıç: Merhabalar Rektör Bey, nasılsınız?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Teşekkür ediyorum, hoş geldiniz. Sizleri burada ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduk. Diyar Magazin dergisinin, gazetesinin başarısı takdir ediyoruz. Çok güzel haberler ve işler gerçekleştiriyorsunuz.

Prof. Dr. Kamuran Eronat – İbrahim Eren Dalgıç / Diyar Magazin Dergisi ve Diyarbakır Haber Genel Yayın Yönetmeni

Sevgi Özkan Dalgıç: Sizi daha yakından tanımak istiyoruz.

Prof. Dr.Kamuran Eronat: Evet, ben 1967 Diyarbakır doğumluyum. Mehmetçik İlkokulu’ndan sonra Diyarbakır Anadolu Lisesi’ni kazandım. Burayı müteakip Fırat Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ nü kazandım. Burayı bitirdikten sonra aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’ nde Türk Hikâyeciliği ve Rasim Özdenören konulu yüksek lisansımı tamamladım. Doktoramı ise Adalet Ağaoğlu – “İnsan ve Eser “adlı çalışmamla tamamladım. Her iki yazarımız da yaşayan yazarlardı. Kendileriyle temas ettim, röportaj yaptım. Artık ailece görüşür olduk. Bu benim için ve edebiyat dünyası için önemli bir kazanımdı.

Mardin’ de Kız Meslek Lisesi’ nde 6 ay süren bir öğretmenliğimden sonra 1994 Mart ayında Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi, şimdiki adıyla Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne asistan olarak girdim. Asistanlığım süresince yüksek lisans ve doktoramı tamamladım. Daha sonra Fen-Edebiyat Fakültesine geçtim. Orada yardımcı doçent olarak göreve başladım. 2006 yılında bu makama geldim. Bölüm başkanlığı, dekan yardımcılığı gibi idari görevlerde bulundum. 2016 yılında doçent oldum, 2021 yılında profesör oldum.

Derse girmeyi çok sevdim. Öğrencilerimle iletişimim hep çok güçlü oldu. Öğrenci anketlerinde çok iyi dereceler aldım. Ödüllerim var. Bu yüzden mesleğimi çok sevdim. Yeniden dünyaya gelsem yine aynı mesleği icra ederdim. 31 yıldır bu üniversitedeyim ve üniversitemizin problemlerini iyi bildiğimi düşünüyorum. Bu vesileyle rektörlük görevine müracaat ettim.

Sağ olsun devlet büyüklerimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız bizi takdir etti ve 7 ay önce bu göreve başladım. Üniversitemizin problemlerini bildiğim için kolları sıvayıp çalışmalara başladım.

Sevgi Özkan Dalgıç: Göreve geldiğinizden bu yana hayata geçirdiğiniz projeler hakkında bilgi alabilir miyiz?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Çocukluğumdan beri benimle aynı yaşta, hatta benden büyük olan üniversite hastanemizin artık görevini tamamladığını düşünerek yeni bir hastane ihtiyacını önceliklendirdim. 50 yıl önceki şartlara göre yapılan bir binada 6 kişilik koğuşlarda hastaların kalmasını uygun görmedik. Daha modern bir yapıda hizmet verilmesini arzuladık. Bu nedenle devlet büyüklerimizle görüşmeler yaptık ve olumlu yanıtlar aldık. Bu çok önemli bir proje. Hatta hastane binasının metrekaresinin artırılması talebimiz de olumlu karşılandı.

Rektörlük binamız da depremde yıkıldı. Şu anda geçici bir binadayız. Yeni rektörlük binası projesi hazırlandı. Nisan ayında olumlu gelişmeler bekliyoruz.

Üniversitemizde öğrenci sayısını nicelik değil, nitelik olarak artırmayı hedefliyoruz. Diyarbakır bir turizm kenti. Bu sebeple Gastronomi bölümü açılması için kadrolar istedik. Çok talep vardı. Ayrıca Maden Mühendisliği açığı var, Maden Mühendisleri Odası destek sunacağını belirtti.

Yapay zeka alanında da gelişmeler var. Bilgisayar bölümü açıldı. 40 öğrenci aldık. Akreditasyon süreçlerini tamamlıyoruz. Türkiye’ ye ve dünyaya entegre bir üniversite olma yolunda ilerliyoruz.

Sosyal imkânları artıracağız. Üniversite girişindeki peyzaj düzenlemelerini artıracağız. Hastalarımız artık yazın bahçede, kışın koridorda kalmıyor. Modern bekleme salonları yaptık.

Otopark problemi vardı. Girişteki atıl durumdaki benzin istasyonunu yıktık, yerine 400–450 araçlık otopark yapıyoruz. Hayvan hastanesi temeli atıldı. Veteriner fakültemize atlarımız geldi. Tedavi ve rehabilitasyon çalışmaları başlatıldı. Kadro konusunda sıkışıklık vardı, yeni kadrolar aldık. İlana çıktık, atamalar yapıldı. Üniversiteye dair uzun yıllardır hayal ettiğim projeleri gerçekleştirmek istiyorum. Sosyal hayatı önemsiyorum. Öğrencilerin sosyal alanlarda gelişmesini istiyorum. Okuma kütüphanemiz hizmete girdi, ikincisi için girişim başlattık. Sosyal tesislerimiz kapandı, tekrar açılması için çalışıyoruz. Akademik sıralamamız iç açıcı değil, bunu yükseklere çekmek istiyoruz. Diyarbakır gibi kadim bir şehrin kimlik kartını üniversite sahiplenmeli.

Yeni fakülteler kurmak istiyoruz: Yabancı Diller ve Turizm Fakültesi, Beden Eğitimi Yüksekokulunun fakülteye çevrilmesi ve Uzay Bilimleri ve Havacılık Fakültesi kurulması gibi adımlar gündemimizde.

Ben ve arkadaşlarım güzel bir hoş seda bırakmak istiyoruz. Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden biriyiz. Lokomotif üniversiteyiz. Hak ettiğimiz görünüme kavuşacağız inşallah.

Prof. Dr. Kamuran Eronat – Eğitimci Yazar / Sevgi Özkan Dalgıç

Sevgi Özkan Dalgıç: Gençlere hayata dair tavsiyeleriniz nelerdir?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Ben bir bilim insanıyım. Mesleklerini sevmelerini, kendilerini iyi donatmalarını,  sosyal yönlerini de geliştirmelerini istiyorum. Kitap okumalarını, müzik dinlemelerini, spor yapmalarını arzu ediyorum. Bilinçli bir gençlik olmasını arzulamaktayım. Çocukluktan beri günde iki gazete giren bir evde ve sürekli kitap okunan bir evde büyüdüm. Böyle bir iklime sahip olmalarını, kütüphanede daha çok zaman harcamalarını istiyorum. Güzel bir çevreye sahip olmaları çok önemli yani arkadaş seçimlerini iyi gerçekleştirsinler.

Sevgi Özkan Dalgıç: “Münevver insanlar hal ehli olmak için okurlar, onların sözleri de daha tesirli olur.” Başarı sizce nedir?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Başarı sabırdır. Devamlılıktır. Başarı insanın biraz da kendi kendisiyle konuşmasıdır diyebilirim.  Yunus Emre’nin dediği gibi: “Bir ben vardır bende, benden içerü.” Dolayısıyla içimizdeki arkadaşla sürekli konuşursak, çünkü o çok daha sağduyulu, çok daha realisttir. O kişiyi dinlediğimizde dışımızdaki bende daha bir ilerleme söz konusu olacaktır. Küçükken bize şunu söylerlerdi; “Bir büyük bulamıyorsanız, büyük bir taşa danışın”. Bunu çok anlamsız bulurdum eskiden. Ama şimdi anlıyorum ki, o büyük taş içimizdeki bendir. Bu taş gibi görünen “içimizdeki ben” aslında en büyük danışmandır.

İstişareye çok önem veriyorum. Ekibimle de sürekli istişare ederim. Kibirden uzak bir hayatı seviyorum. Kibirden korkuyorum. Kibrin insanı bozacağını çok iyi biliyorum. Kur’an-ı Kerim de bize kibirden uzak bir hayat yaşamamız gerektiği sürekli telkin edilir. En korktuğum şey bu duygunun pençesine girmektir. Şimdiye kadar kendimi korudum, inşallah bundan sonra da korurum. Bu böyle olunca dışarıdaki eleştirilere, dışarıdaki fikirlere daha açık oluyorsunuz ve hata yapma olasılığınız azalıyor.

Sevgi Özkan Dalgıç: Farabi’ nin güzel bir sözü var, “insanın erdemi düşünme yetisiyle güzeli ve doğru olanı seçebilmesidir. Sizin ekibiniz de çok kıymetli, çünkü başarı ekip işidir. Ekibinizi seçerken nelere dikkat ettiniz?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Ekibimi seçerken samimi, çalışkan ve içten kişiler olmalarına dikkat ettim. İlk rektör yardımcım 20 yıllık arkadaşım Prof. Dr. Aytaç Coşkun, genel sekreterimiz yine bölümden arkadaşımız Doç. Dr. Mustafa Uğurlu Arslan’dır. Hayalini kurduk, beraber çalıştık. Diğer arkadaşlarımız da mütevazı, kibirden uzak,  çalışkan, memleketini, ülkesini ve üniversitesini seven kişiler. Çok uyumlu ve çalışkan bir ekibiz. Hepimizin huyları birbirimize çok benziyor. Hepimizin ortak tarafı, mütevazı bir ekibiz. Kibri kapının önüne koymuş, ayaklarımızın altına almış bir ekibiz. Hepimiz bir şeyler yapmak arzusundayız. Biz bir araya geldiğimizde hiç boş şeyler konuşmuyoruz. Hep üniversitemize neleri katkıda bulunabileceğimizi düşünüyoruz. Bu da beni mutlu ediyor. Genç bir ekip kurduk. Bu da bize artı değer olarak dönecektir.

Milletvekili ablam Oya Eronat’ ın güzel bir sözü var; “Emek kaybolmaz.” Bilime, insana ve iyiliğe verilen emek karşılıksız kalmaz. İnşallah herkesin emeği karşılığını bulur. İnsanlarımız bir yere gelirken liyakatli, çalışkan ve iyi işler yapmış olmak üzere gelsinler, temennisindeyim.

Sevgi Özkan Dalgıç: Oya Hanım’dan bahsetmişken bir röportaj yapmıştık. “Sizi ne motive ediyor?” dediğimde, “Yaptığımız işten sonra gülen yüzler beni motive ediyor.” demişti. Sizi en çok ne motive ediyor? Size de sormak istiyorum.

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Ablam milletvekili, ben de akademisyenim. Beni de en çok mutlu edecek şeylerden biri, yapacağımız hamlelerin, hizmetlerin uzun süreli karşılığının olacağını görmektir. Yani mesela hastane, hizmet binaları gibi eksik olan yerlerin tamamlanması, insan odaklı ve hizmet odaklı çalışmalar beni mutlu eder.

Bir de gerek Diyarbakır’ımız, gerekse Dicle Üniversitemiz vizyonda daha ön plana çıkmalı. Çünkü bu kentin çok değerli hazineleri var. Biz bunları ortaya çıkarmalıyız. Turizmde, tarihi yerlerde İstanbul’un tarihi yarımadasından sonra Diyarbakır’ı gösteririm. Kültürel anlamda 1896 yılı verilerine göre, İstanbul’dan sonra en çok okuma-yazma oranı Diyarbakır’dadır. Biz bu günlere geri dönebilmeliyiz. Madem bir üniversitenin başındayım, bir kültür insanıyım, bizim bu ortamı, bu iklimi yakalamamız gerekiyor. Buna yönelik hizmetlerim olursa mutlu olurum. Aynı zamanda yeni Türk edebiyatı sahasında uzman bir hocayım. Bugün Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi’ne bir anlamda fahri danışmanlık yaptım. Orada kitaplarım, dergilerim, bana ait eşyalar sergileniyor. Tanıtımını üstlendim. Bu müzeye sizler ve okurlarımız giderse, bu izi görecekler.

Böyle somut dönütlerin görülmesi beni mutlu eder. Nitekim orada bir VTR’de Dicle Üniversitesi Rektörü ve Cahit Sıtkı Tarancı uzmanı olarak konuştum. Gelen her ziyaretçi bu görselle karşılanıyor. Bu da beni mutlu eden bir unsur.

 Sevgi Özkan Dalgıç: Bulunduğumuz ay itibariyle Ramazan etkinlikleriniz de oluyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Öncelikle hayırsever iş adamımız Mehmet Cansız Bey ve Mehmet-Esra Cansız Vakfı’na teşekkür etmek istiyorum. Bir ay boyunca öğrencilerimize son derece kaliteli, ücretsiz iftar yemekleri verdiler. Biz de Ramazan ayı boyunca hafta sonları dünyada 5. Harem-i Şerif olarak kabul edilen Ulu Camii’ de “Üniversite Hasbihalleri” gerçekleştirdik.

Şehrimizin kültürel anlamda önde gelen isimlerini konuk ettik. Güzel bir ortamda sohbet ettik, çaylarımızı yudumladık ve halkımızla bütünleştik. Ramazan’daki en güzel etkinliklerimizden biri buydu. Ayrıca bazen vakfın verdiği iftar yemeklerine katılarak öğrencilerimizle birlikte o sofrada yer aldık. Öğrencilerle bir araya gelmek, bu Ramazan’ın ruhunu onlarla paylaşmak çok anlamlıydı.

 

Sevgi Özkan Dalgıç: Çok yoğunsunuz, projelerle meşgulsünüz. Kendinize ayırdığınız zamanlar da oluyordur. Özellikle hobileriniz nelerdir? Nelerden hoşlanırsınız?

Kamuran Eronat: Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Küçükken Türkiye’nin en popüler sanatçılarını canlı izleme fırsatım oldu: Barış Manço, Cem Karaca, Erol Büyükburç, Sezen Aksu, Yıldırım Gürses bunlardan birkaçıdır. Müzik dinlenen bir evde büyüdüm. Aynı zamanda sürekli kitap okunulan bir evde büyüdüm. Hobilerim müzik ve kitap oldu. Güçlü bir müzik bilgim var. Herkese müzik dinlemeyi öneriyorum; insan kendini daha iyi tanır, duyguları gelişir.

Aynı zamanda iyi bir sporcuyum. Sabah erken kalkıp yürüyüş yapmak en büyük hobimdir. Yürüyerek alışverişe gitmek, güzel bir yerde çay içmek, yemek yemek beni mutlu eder. Yazları sağlık turizmini tercih ediyorum. Ailemle beraber kaplıcalara gidiyoruz. Son 10 yılımız böyle geçti. Hatta sadece ailem değil, komşularımı da götürüyorum. Kalabalık bir ortamda tatilimizi yapıyoruz.

Belgeseller izlemeyi, sanatçıların ve yazarların biyografilerini YouTube’ dan dinlemeyi çok severim.

 

Sevgi Özkan Dalgıç: Kitap demişken, en son okuduğunuz kitap nedir? En çok hangi türleri tercih ediyorsunuz?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Yeni Türk Edebiyatı hocası olduğum için Tanzimat sonrası edebiyat benim ilgi alanımdır. Dolayısıyla bu yöndeki kitapları okuyorum. Bana gelen bazı dostlarımın gönderdiği kitaplardan şu an masamda Reşat Nuri Güntekin’in “Anadolu Notları” var. Reşat Nuri aynı zamanda benim isim babamdır. Annem “Çalıkuşu” romanını okurken bana hamileymiş, “Oğlum olursa adını Kamuran koyacağım” demiş. Böylece kaderimiz de edebiyatla örülmüş oldu. Birçok edebiyat dergileri şu an masamda,  onları okuyorum.

Sevgi Özkan Dalgıç: Hayat felsefenizi öğrenebilir miyiz?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: Hayat felsefem, insanları mutlu etmek. İnsanları seviyorum. Mütevazı bir hayatın devamından yanayım. Maddi hırsa sahip biri değilim ve olmak istemiyorum. Çünkü insanlar bu dünyadan sonuçta göçüp gidiyor, bunun anlamına her insanın kavuşmasını istiyorum. Geçinmek için elbette bir gelire ihtiyacımız var, ama bunu hırsa çevirmemeliyiz. Hepimizin yaşamı, yediği içtiği üç aşağı beş yukarı aynıdır. Hayatımızı birbirimize ve kendimize zehir etmeyelim. Tevekkül güzel bir duygu, buna sahip olunmasını bazı manevi değerlerin çok daha kıymetli olduğunu, huzurun bambaşka bir duygu olduğunu düşünüyorum. Bir söz var ne kadar malın varsa o kadar derdin var. Hakikaten maldan kaynaklı bir derde sahip olmak istemiyorum.

Sevgi Özkan Dalgıç: Eklemek istedikleriniz var mıdır?

Prof. Dr. Kamuran Eronat: İnsanlarımızın bize dua etmesini istiyorum. En önemlisi bu. Güzel insanların hayatta sağlıklı ve başarılı işler yapmış olan insanların  örnek alınmasını diliyorum. Sezai Karakoç’un dediği gibi, “İslamiyet evimizde bir sevinçti”,  yine Diyarbakırlı Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Fazla huzur insanı bozar” sözü de güzel bir hatırlatmadır. Çünkü atalet, boş harcanan zaman insanı bozar. Güzel anılmak en büyük hedefim. Toplumumuzda kötü namlarıyla anılan kişiler var olduğu gibi, iyi anılan insanlarımız da var. Ben iyi anılanlardan olmak istiyorum.

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kocaköy ve Hazro İlçelerinin Otobüs Sefer Sayıları Arttırıldı

Diyarbakır Web Tasarım Ajansı

Diyarbakır Web Tasarım