30,1045$% -0.01
32,7584€% -0.03
38,0444£% 0
1.962,95%-1,24
3.323,00%-0,32
1302035฿%1.00412
14 Mart 2025 Cuma
Diyarbakır’da Mahabad Bulvarı semalarında kaydedilen görüntüler, vatandaşlar arasında merak uyandırdı. Gökyüzünde belirgin şekilde görülen izler, bazı kişiler tarafından “uçak izleri” veya “su buharı yoğunlaşmaları” olarak açıklansa da, farklı iddialar gündeme geldi.
Bazı vatandaşlar, bu izlerin “Chemtrails” olarak adlandırılan ve kimyasal maddeler içeren bulutlar olabileceğini öne sürerek sağlık açısından tehdit oluşturduğunu iddia etti. İddiaya göre, bu izler atmosferde alüminyum, baryum gibi kimyasallar içeriyor ve zamanla insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor.
Kimyasal izler teorisine inanan bazı kesimler, bu maddelerin insanlarda şu tür sağlık sorunlarına yol açabileceğini savunuyor:
Özellikle, alüminyumun insan vücuduna girmesiyle Alzheimer ve Demans gibi hastalıkların tetiklenebileceği iddiası, halk arasında büyük bir tartışma konusu oldu.
Yetkililer ise bu tür iddialara karşı açıklama yaparak, gökyüzünde görülen izlerin uçakların egzoz gazlarından kaynaklanan yoğunlaşma izleri (contrails) olduğunu ve herhangi bir kimyasal tehlike oluşturmadığını belirtiyor. Ancak, Diyarbakır semalarında gözlemlenen bu görüntüler, komplo teorilerine inananları tatmin etmiyor ve tartışmalar devam ediyor.
Diyarbakır’ın köklü markalarından biri olan ve kurumsal yapısıyla sektöründe önemli bir yer edinen Turuncu Kuruyemiş, Ramazan ayının birlik ve beraberlik ruhunu yaşatmak amacıyla geniş katılımlı bir iftar programı düzenledi.
Turuncu Kuruyemiş’ in Kurucusu Oktay Demir ve Genel Müdür Bozan Demir ev sahipliğinde gerçekleşen iftar programına iş insanları, ailenin dostları ve arkadaşları ile Turuncu Kuruyemiş çalışanlarının davet edildiği yaklaşık 400 kişi katıldı.
Diyar Magazin Dergisi ve Diyarbakır Haber’ e konuşan Oktay Demir, bu özel organizasyonun Turuncu Kuruyemiş ailesinin birliğini ve beraberliğini pekiştirmek için düzenlendiğini belirterek şunları söyledi:
“Ramazan ayı, paylaşmanın, dayanışmanın ve birlik olmanın en güzel örneklerini sunduğu kutsal bir dönem. Biz de Turuncu Kuruyemiş ailesi olarak bu manevi atmosferi hep birlikte yaşamak, soframızı ve muhabbetimizi paylaşmak istedik. Bugün burada iş ortaklarımızdan çalışanlarımıza, dostlarımızdan aile bireylerimize kadar herkesin bir arada olması bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Davetimize icabet eden tüm misafirlerimize, bizimle bu güzel anları paylaştıkları için yürekten teşekkür ediyorum. Turuncu Kuruyemiş olarak sadece ticari bir marka değil, aynı zamanda büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissettik. Hep birlikte nice Ramazanlara ulaşmayı temenni ediyorum.”
Etkinlik boyunca davetliler samimi bir ortamda bir araya gelirken, iftar sonrası yapılan sohbetler ve hatıra fotoğrafları ile gece unutulmaz anlara sahne oldu.
Turuncu Kuruyemiş, Ramazan ayının manevi atmosferini yaşatmaya ve bu güzel geleneği sürdürmeye devam edecek.
Bağımsız siyasetçi Doğan Şenyiğit, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yla, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin, Diyarbakır Haber’e yazılı bir açıklamada bulundu. Şenyiğit, Suriye gündemini değerlendirmesinin ardından muhalefete seslendi.
Şenyiğit yaptığı açıklamada; “Bu bahar başka bir bahar, bölgemizde ve ülkemizde Barışın merhametin adaletin hakim olacağı bir bahara benziyor bir taraftan İmralı emri ile PKK ateşkes ilan ederek silahsızlanma sürecine girdi. Diğer taraftan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde, Sayın Devlet Bahçeli’nin aktörlüğüyle demokratikleşme süreci ivedilik ile ilerleme sürecine girdi. Dem Parti de barış ve huzur iklimini esas alarak hareket ediyor ve bu sürecin sivil toplum ayağında tüm partilerin demokratikleşme sürecinde aktif olarak rol alması için muhalefet turlarına devam ediyor diğer taraftan Erbil rudaw Kürt formu HüdaPar’ın Diyarbakır’daki Kürt meselesinin insani çözüm çalıştayı hak insiyatifinin Kürt sorununun çözümü çalıştayı derken Kuzey Irak’ta Kürt lider KDP genel başkanı Mesut Barzani’nin de yeni demokratikleşme sürecinde aktif olarak rol ve görev almaya hazır olduğunu ifade etmesi sürecin daha da olgunlaşmasına vesile oldu ve süreç adım adım ilerlemeye devam ediyor iken iki gün önce sevindirici bir haber de şamdan geldi Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ve SDG Genel Komutanı General Mazlum Abdi arasında 8 maddelik bir anlaşma manifestosu imzaladı anlaşma maddeleri;
Tüm Suriyelilerin dinsel veya etnik ayrımcılık yapılmaksızın yetki ve sorumluluk temelinde siyasi sürece ve tüm devlet kurumlarına katılım haklarının garanti altına alınması.
Kürt toplumunun Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve vatandaşlık haklarının ve anayasal haklarının garanti altına alınması.
Silahlı çatışmaların sona erdirilmesi için Suriye’nin tüm topraklarında ateşkes ilan edilmesi.
Suriye’nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları, petrol ve doğalgaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devlet yönetimine entegre edilmesi.
Yerlerinden edilmiş tüm Suriyelilerin şehirlerine ve köylerine dönmelerinin sağlanması ve Suriye devleti tarafından korunmalarının sağlanması.
Suriye Devleti’nin Esad rejiminin kalıntılarına ve Suriye’nin güvenliği ve birliğine yönelik tüm tehditlere karşı mücadelesini desteklemek.
Suriye toplumunun tüm kesimleri arasında ayrışma yaratmaya yönelik çağrıları, nefret söylemlerini ve nifak tohumları ekme girişimlerini reddediyoruz.
Yürütme Komiteleri, anlaşmanın en geç yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.
“Muhalefet Kürt meselesini okumada sıkıntı yaşıyor”
Bu vesile ile her iki tarafı tebrik ediyorum ve tarihin beni 2015 yılında götürdüğünü görüyorum. O dönemde Suriye’ deki gelişmelerle bozulan çözüm süreci 10 yıl sonra bu gün tam tersi bir etkiye sahip oldu. Bunu çok net söyleyebilirim ki Suriye deki gelişmeler bu defa bozmaya değil, yapmaya, düzeltmeye neden olacak inşallah. Bir nevi bozulduğu yerden tamir edildiğine şahit olduk. Dileriz ki bundan sonra şahit olacağımız süreç Türkiye’nin Suriye Kürtleri ile siyasi ve ticari ilişkilerini geliştirmesidir. Çünkü açık ve net olarak söylüyorum ki bu sabah Kürtlerin baharı olacaktır son olarak her zaman her demecimde dediğim gibi muhalefet Kürt meselesini okumada sıkıntı yaşıyor. çünkü bu meseleyi ele aldığında çözüm üreten taraf olmak yerine çözümsüzlük tarafında yer almayı tercih ediyor. Bu durumda Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan Kürtlerin muhalefet partilerinden uzaklaşmasına vesile oluyor. Bu nedenle muhalefet partilerini Kürt meselesini tanımaya ve çözümden yana politika geliştirmeye davet ediyorum.” İfadelerini kullandı.
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde, nefes borusuna şeker kaçan ilkokul 1. sınıf öğrencisi, öğretmeninin hızlı müdahalesi sayesinde hayata tutundu.
Silvan’daki Milli Egemenlik İlkokulu’nda öğrenim gören 1. sınıf öğrencisi E.Ş, teneffüs sırasında yediği şekerin nefes borusuna kaçmasıyla aniden nefes almakta zorlandı.
Okul koridorunda öğrencisinin zor anlar yaşadığını fark eden sınıf öğretmeni Tuncay Karakuş, hızlı ve soğukkanlı bir şekilde Heimlich manevrasını uygulayarak çocuğun boğazındaki şekeri çıkardı.
E.Ş, öğretmeninin müdahalesi sonrası rahat nefes almaya başlarken, o anlar okulun güvenlik kamerasına da yansıdı.
Öğretmen Karakuş’un zamanında yaptığı müdahale, olası bir facianın önüne geçti.
Ramazan ayıyla beraber hareketlenen sebze ve meyve tezgahlarında vatandaş fiyatlardaki artış ve enflasyondan şikâyet ederken esnaf artan maliyetler karşısında ezildiklerini dile getiriyor.
Mübarek Ramazan ayıyla beraber hareketliliğin en çok fark edildiği semt pazarlarında etiket fiyatlarındaki artışa tepki gösteren vatandaşlar, pazar esnafını suçlarken tezgahtarlar ise söz konusu fiyat yükselişlerinin kendilerine bağlı olmadığını, halden alış fiyatıyla beraber mazot ve işçilik gibi maliyet giderlerindeki artışın etkili olduğunu savunuyor.
Daha önce belli bir limitteki nakitle haftalık pazar ihtiyacını karşılarken şu an mevcut ekonomik şartlar karşısında alışverişlerini tamamlayamadıklarını dile getiren vatandaşlar, gün be gün yükselişte olan enflasyona ve piyasadaki etiket değişkenliğini kontrol altına alınması gerektiğini belirtti.
“Ramazan ayında indirim yapacaklarına bindirim yapmışlar”
Ramazan’dan önce pazar fiyatlarının normal olduğunu söyleyen Şeyhmus Çelikova, Ramazan ayının gelmesiyle fiyat artışlarındaki duruma dikkat çeker şu ifadeleri kullandı:
“Pazar fiyatlarından memnun değiliz. Fiyatlar çok pahalı. Hayat pahalı, geçim zor. TL’nin bir değeri de kalmadı artık. Ramazan’dan önce fiyatlar biraz daha düşüktü. Ramazan ayında indirim yapacaklarına bindirim yapmışlar.”
Vatandaşta alım gücünün olmadığını söyleyen Emin Yavuz, pazar esnafının fiyatları uygun hale getirmeleri için çağrıda bulunurken emekli maaşının pazar alışverişine dahi yetmediğini söyleyen Mustafa Esmer ise fiyatların yüksek olmasından dolayı eve eli boş gittiğini belirtti.
Tezgahlardaki fiyat artışına dikkat çeken Abdullah Aslan, Ramazan ayının gelmesiyle pazarda meyve ve sebzelerde ciddi oranda zam yapıldığını ifade etti.
“Biz emekliler ölelim mi?”
Aylık aldığı emekli maaşının yetersiz olduğunu ifade eden emekli Zülfikar Orak ise şu ifadeleri kulandı:
“Fiyatlar uçmuş gidiyor. Kimse pazarda alışveriş yapamıyor. Meyve ve sebzeler çok pahalı. 400 lirayla yakın harcamam var ama sadece 4 kiloya yakın alışverişimi yapabildim. 400 Lirayla soğan, patates, biber ve maydanoz alabildim ancak. Biz emekliler ölelim mi? Aylık 14 bin TL alıyorum ama yetmiyor. Evde 5 kişilik nüfusum var bu para nasıl yetsin.”
“Nakliye ve işçilik fiyatları pazar fiyatları etkiliyor”
Her sabah farklı bir fiyatla karşılaştıklarını ifade eden pazar esnafı ise ulaşım, yakıt, işçilik, kira gibi giderler karşısında ezik kaldıklarını, etikete yansıttıkları fiyat ile tüketici arasında sıkışıp kaldıklarını dile getirdi.
Sebze ve meyvelerin yüksek olmasının akaryakıt ve nakliye fiyatlarının yüksek olmasından kaynaklandığını belirten pazar esnafından İlhan Akdeniz, “Fiyatlar düşmez. Akaryakıt, nakliye, ve işçilik fiyatları düşerse, ürünlerin fiyatları da düşecek. Bu ürünü üretici yaklaşık 100 gün emek vererek üretiyor. Akaryakıt ve nakliye fiyatları ortada. Üretici kazanmıyor. Gençler alışveriş merkezlerinde 400 liralık sandviçi yemek için sıraya giriyor, bu israf değil mi? Pazar fiyatlarına gelince de yüksek diyorlar.” şeklinde konuştu.
“Bir an önce enflasyona dur denmeli”
8 yıldır pazarda esnaflık yaptığını ifade eden Hasan Bayram, “Bir haftaya yakındır artan ürün fiyatlarından memnun değiliz. Halden ürün alamıyoruz. Halden 33 liraya aldığımız domatesi 35 liraya satıyoruz, 47 liraya aldığımız salatalığı 50 liraya veriyoruz. Bu durum hem vatandaş için kötü hem bizim için. Bir an önce enflasyona dur denmeli. Gün oluyor cebinimizden harcıyoruz. Hükümet bu duruma bir el atmalı. 10 liraya domates alığımda zamanlarda burada bir kamyon domates satıyordum. Ucuza aldığımız ürünleri ucuza veriyorduk. Eskiden vatandaş el arabalarını doldura doldura alışverişini yaparken, şimdi sadece 2 poşetle eve dönüyor.” ifadelerini kullandı.
Özellikle sebze fiyatlarının Ramazan ayından artışa geçtiğini belirten İbrahim Çelik ise vatandaşların alım gücünün düşük olduğuna dikkat çekti.
Diyarbakır Web Tasarım Ajansı