DOLAR

30,1045$% -0.01

EURO

32,7584% -0.03

STERLİN

38,0444£% 0

GRAM ALTIN

1.962,95%-1,24

ÇEYREK ALTIN

3.323,00%-0,32

BİTCOİN

1302035฿%1.00412

İmsak Vakti a 02:00
Diyarbakır HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Çıkar odakları devreye girdi

Çıkar odakları devreye girdi
4

BEĞENDİM

ABONE OL

Göreve geldiği günden bu yana Diyarbakır’ da eğitim kalitesini yükseltmek adına ayağı yere basan başarılı projeleri hayata geçirmeye çalışan İl Milli Eğitim Müdürümüz Murat Küçükali, birilerinin tekerine çomak sokmuş olacak ki bazı basın ve medya tetikçileri devreye sokulmuş ve cılız seslerle olsa da karalama faaliyetlerine başlamışlar. Yazılarımı takip edenler, bu şehrin yönetiminde görev alan, hizmet noktasında makam sahiplerinden beklentimizin samimi gayret olduğuna sıklıkla vurgu yaptığımı bilirler. Murat Küçükali’ nin de bu samimi gayretine daha göreve gelir gelmez, DİKO Başkanımız Mehmet Yüksel’ in ofisinde tevafuken karşılaştığımızda şahitlik ettim. Yarı değerli taşlara olan özel ilgisini, insanımızın istihdamına dönüştürecek müthiş bir projenin zeminini oluşturmak için yaptığı görüşmede güzel niyetini takdirle karşıladım. Milli Eğitim camiasıyla da yakın ilişkimden dolayı tanık olduğum özel durumlarda dürüstlüğüne ve dobralığına tanıklık ettiğim bu insanın karalanmaya çalışılmasına sessiz kalmayı kendime yediremediğim için bu satırları kaleme alma düşüncesi ortaya çıktı.

Diyarbakır’ ın en büyük talihsizliği, ne istediğini bilmeyen bir halk kitlesine sahip olması. Zaten geri kalmışlığımızın en büyük sebebi de bu değil mi. Memleket için iş, istihdam alanları oluşturulmasını istemek yerine, tayin istekleri ve çalışmadan maaş alabileceği bireysel istihdam için siyasilerin kapısını aşındırmaktan öteye geçemediğimizden, başka memleketlerin olağan halleri bile bize olağanüstü bir nimet gibi sunulabiliyor.

Tahminim o ki, yandaşlıkta sınır tanımayanlar, yalamak için parmakların uzatmışken, boş çanağa denk geldiğini görünce sızlanmaya ve söylenmeye başladılar. Kıçına bakmadan koltuğa talip olan, dayılarını veya çok dinidar akrabalarını devreye koyanlar sağlam bir duruşa sahip böyle bir müdürle karşılaşınca haliyle, “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” moduna geçmişlerdir. Ya da ihale ve rant için siyasilerin yanında fotoğraf çekilip, falan bakan, filan il başkanı yakınımdır yalanıyla bürokratların kapısını arşınlayanlar, umduğunu bulamayınca at çamuru kalsın izi. Kökeni matbaacı, idolü para olan tetikçi basın ayağı mı? O çok basit, 50-100’ dü, şimdi olsun 500-1000. Hele bir de iddialara balıklama atlayan muhalefet varsa yeme de yanında yat.

Beyler Diyarbakır büyükşehir olsa da, bilenler için çok küçük. O yüzden memleket çalışan adam bulmuşken bırakın işini yapsın. Siz de dilinizden anlayan, nabzınıza şerbet, kâsenize lokma koyanların ziyaretlerine gidip elinizi ovuşturup fotoğraf çekilmeye devam edin. Dürüst iseniz ve memleketin faydasını düşünüyorsanız memleketin bağlarında neler oluyor onları araştırın, aleni bir şekilde çökenlerden hesap sorun,  biz de yanınızda duralım.

Devamını Oku

Bu lezzetler adamı baştan çıkarır!

Bu lezzetler adamı baştan çıkarır!
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Diyarbakır mutfağı gastronomi alanında hak ettiği yeri almak için ciddi bir mücadele içinde. Güney Doğu Anadolu lezzetlerinin özgün yemekleriyle haklı bir üne sahip bu kenti, gastronomi turizminden payını almak için son yıllarda önemli aşamalar kat ediyor. Bir yandan özgün lezzetlerini coğrafi işaret olarak tescillese de, maalesef ciğer ve kadayıftan öteye geçmekte zorlandığını da kabul etmek lazım. Hizmet sektöründeki kalifiye eleman sorunu da görmezden gelinemeyecek boyutta.

Gastronomi alanında şehrin yüzünü ak eden mekânların sayısı, özellikle kentin yeni yüzü diyebileceğimiz Sur içindeki yeni yapılaşmayla birlikte bir hayli artsa da, sektörün ağır abisi olarak nitelendirilebilecek belli başlı mekânlar güncelliğini korumaya devam ediyor.

Bu mekânlar içerisinde öne çıkanlardan, uzun yıllara dayanan hizmet ve lezzet kalitesiyle kendini kabul ettiren, Diyarbakır’ ın en önemli lezzet duraklarından biri de hiç şüphesiz, Z Restaurant.

Kurulduğu günden bu yana başarılı bir performans ortaya koyan Z Restaurant, sıcak atmosferi ve şık ambiyansıyla kalabalık akşam yemekleri için ideal bir mekân. Yemyeşil bir alana sahip geniş bahçesi ve havuz başında, şehrin sıcak yaz akşamlarına serin ve ferah bir alternatif, soğuk günlerdeyse iki katlı taş binada sıcak bir ortam sunması, mekâna ayrı bir cazibe katıyor.

Hem dost ve arkadaş gruplarıyla hoşça zaman geçirebileceğiniz güzel bir buluşma ortamı, hem de Güneydoğu ve Dünya mutfaklarının özgün lezzetlerini keşfetme imkânı bulabileceğiniz Z Restaurant’ ta, geleneksel lezzetler orijinal reçeteleriyle, profesyonel mutfak koşullarında hazırlanarak sunulmakta.

Menüsünde dünya mutfağından, yöresel lezzetlere, steakten, tavuk ve balığa etin her çeşidini deneyimleyebileceğiniz, keyif, lezzet ve kaliteli hizmeti bir arada sunan bu özel mekân, deneyimli ekibiyle menüsündeki seçkin lezzetleri alışılageldik tatlarıyla konuklarına sunmaya devam ediyor.

Muhteşem lezzetlerini tatmak ve misafirlerine tattırmak isteyenlerin, en önemli uğrak yeri olan Z Restaurant’ ın menüsü de bir hayli zengin. Yöresel ürünleri içeren Z’ ye özgü serpme kahvaltısı ve İngiliz kahvaltısından, İspanyol omletine zengin kahvaltısıyla güne harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

Öğle ve akşam yemekleriyle gecenin ilerleyen saatlerine kadar uzanan bir sürecin her aşamasında geleneksel lezzetleri, dünya mutfağıyla harmanlayan mekânın özgün ana ve ara menüleri, yöresel tatlıları ve alkollü-alkolsüz içecek seçenekleriyle güzel bir akşam geçirmek ve her anınızı keyifli kılmak mümkün.

Fiyat-lezzet dengesini iyi ayarlamış olan mekânın yemekleri de, servis ekibi de çok başarılı. Benim favori seçimimi sorarsanız; ara sıcak olarak bumbar dolması ve içli köfte, Z Special olarak Mozarella Peynirli Dana Külbastı ve Kalamar Tava, meze olarak ta Şefin salatasıyla, Greek salata damak tadıma hitap eden lezzetler oldu. Tatlı olarak seçim yapmakta zorlanmakla birlikte tercihimi Fırında Ayva tatlısından yana koymakla doğru bir karar verdiğimi söyleyebilirim.

Urfalıların yemek hususunda “yedin mi rehmetli gibi yiyecağsın” sözü aklıma takıldı, o zengin meze çeşitleri, birbirinden farklı ızgara çeşitleri yok mu? Resmen gözüm içinde kaldı. Bu lezzetler adamı baştan çıkarır!..

Devamını Oku

Diyarbakır ve gastronomisi bu fuarın neresindeydi?

Diyarbakır ve gastronomisi bu fuarın neresindeydi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Fuar etkinlikleri şehir ekonomisine artı değer katan olmazsa olmazlardan. Sanayiden nasibini alamamış ve bu gidişle onlarca yıl daha ışık görünmeyen sanayiden kat-ı nazar, şehrin geleceği, Allah vergisi sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri ile gastronomisinin turizme kazandırılmasında. Bu amaçla bölgesel kültür turizm destinasyonları arasında yer almak için Diyarbakır’ın “Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı” adı altında turizmde öne çıkarılmaya çalışılmasında güzel bir niyet olsa da, gelinen noktada Mezopotamya üçgeni dediğimiz diğer illerin kaçının umurunda. Dokuz ili kapsadığı söylenen fuarda sadece Siirt valisine lütfedip geldiği için teşekkür edeyim. Katılmayan veya katılamayan Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin valilerinin Mezopotamya Üçgeni projesine ne kadar ikna olduklarının bir mesajı olarak algılamak yanlış mı?

 

Sayın Valimizin şahsi katkılarıyla fuarda stant açan iller de olmasa ortada fuar diye bir şey de olmayacaktı. Bu arada gastronomiyi de aradım ama bulamadım maalesef, gören varsa söylesin. Allah için hakkını vermek lazım, “Diyarbakır Kuçeleri” temalı fuar standımız taş sokak detaylarına kadar ince düşünülmüştü. Maalesef aynı ince düşünce gastronomisiyle de öne çıkmak isteyen bir şehir için neden düşünülemedi. Diyarbakır standında ilçe belediyelerimizin gastronomi adına millete kuruyemiş, pestil dağıtmaktan öteye geçmediğini de herhalde gören bir tek ben değilim. Haklı olarak soruyorum, Diyarbakır ve gastronomisi bu fuarın neresindeydi?

 

Fuara 16 ülkeden katılım olduğu basına yansıdı. Bırak 16 ülkeyi, kaç yabancı katılımcı veya ziyaretçi gördünüz? KKTC ve IKBY’ nden başka kim nereden geldi, Allah aşkına.  Fuar düzenlemek sadece stant kiralama yönetimi değildir. Katılımcı ve ziyaretçi sayısının arttırılması adına reklam ve tanıtım faaliyetleri büyük önem taşır. Fuarın merkezinde, kendini kıt imkânlarla tanıtan, bırakın yabancı ülkeleri kendi ilçeleri ve çevre illerde acaba ne yaptılar? Seyahat acentelerinin ilgisini gerçekçi olarak değerlendirsek sınıfta kalındığını kabul etmek gerekecek. Sadece TÜRSAB’ ın büyük bir stant açmış olması ne derece yeterli.

 

27 Mayıs 639’ a tarihlenen Diyarbekir’ in fetih yıldönümü yaklaşırken, akıbetleri konusunda soru işaretleri olan şehrin fetih sembolleri“Fetih Sancağı” nın ve “Fetih Kılıcı” nın Diyarbekir’ in fetih yıldönümünde Diyarbakırlılarla buluşturulması fetih coşkusuna katkı yapmaz mı? İlgililere duyurmuş olalım.

 

Ramazan- Şerif’i idrak edeceğimiz bu kutlu Ramazan ayının hayırlara, birlik ve beraberliğimize, toplum olarak dayanışma, paylaşma kültürüne, sevgi, kardeşlik gibi güzel duygulara vesile olmasını temenni ediyorum. Bir temennim de görünür olma telaşıyla fotoğraf ve kamera önünde yardım etme meraklılarının, karşıdan nasıl göründüklerinin farkına varmaları. Hiç iyi görünmediğinizi belirtmiş olayım fazlasını söylemeyeyim. Ha bir de sosyal yardımlar var ki, sayının yüksekliği marifetmiş gibi lanse ediliyor. Şu kadar bin kişiye, şu yardımları yaptık. Marifet yardıma muhtaç kimse bırakmamaktır. Bilmem anlatabildim mi?

HACI DALGIÇ

Devamını Oku

Diyarbakır ve gastronomisi bu fuarın neresindeydi?

2

BEĞENDİM

ABONE OL

Fuar etkinlikleri şehir ekonomisine artı değer katan olmazsa olmazlardan. Sanayiden nasibini alamamış ve bu gidişle onlarca yıl daha ışık görünmeyen sanayiden kat-ı nazar, şehrin geleceği Allah vergisi sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri ile gastronomisinin turizme kazandırılmasında. Bu amaçla bölgesel kültür turizm destinasyonları arasında yer almak için Diyarbakır’ın “Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı” adı altında turizmde öne çıkarılmaya çalışılmasında güzel bir niyet olsa da, gelinen noktada Mezopotamya üçgeni dediğimiz diğer illerin kaçının umurunda. Dokuz ili kapsadığı söylenen fuarda sadece Siirt valisine lütfedip geldiği için teşekkür edeyim. Katılmayan veya katılamayan Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin valilerinin Mezopotamya Üçgeni projesine ne kadar ikna olduklarının bir mesajı olarak algılamak yanlış mı?

Sayın Valimizin şahsi katkılarıyla fuarda stant açan iller de olmasa ortada fuar diye bir şey de olmayacaktı. Bu arada gastronomiyi de aradım ama bulamadım maalesef, gören varsa söylesin. Allah için hakkını vermek lazım, “Diyarbakır Kuçeleri” temalı fuar standımız taş sokak detaylarına kadar ince düşünülmüştü. Maalesef aynı ince düşünce gastronomisiyle de öne çıkmak isteyen bir şehir için neden düşünülemedi. Diyarbakır standında ilçe belediyelerimizin gastronomi adına millete kuruyemiş, pestil dağıtmaktan öteye geçmediğini de herhalde gören bir tek ben değilim. Haklı olarak soruyorum, Diyarbakır ve gastronomisi bu fuarın neresindeydi?

Fuara 16 ülkeden katılım olduğu basına yansıdı. Bırak 16 ülkeyi, kaç yabancı katılımcı veya ziyaretçi gördünüz? KKTC ve IKBY’ nden başka kim nereden geldi, Allah aşkına.  Fuar düzenlemek sadece stant kiralama yönetimi değildir. Katılımcı ve ziyaretçi sayısının arttırılması adına reklam ve tanıtım faaliyetleri büyük önem taşır. Fuarın merkezinde, kendini kıt imkânlarla tanıtan, bırakın yabancı ülkeleri kendi ilçeleri ve çevre illerde acaba ne yaptılar? Seyahat acentelerinin ilgisini gerçekçi olarak değerlendirsek sınıfta kalındığını kabul etmek gerekecek. Sadece TÜRSAB’ ın büyük bir stant açmış olması ne derece yeterli.

27 Mayıs 639’ a tarihlenen Diyarbekir’ in fetih yıldönümü yaklaşırken, akıbetleri konusunda soru işaretleri olan şehrin fetih sembolleri“Fetih Sancağı” nın ve “Fetih Kılıcı” nın Diyarbekir’ in fetih yıldönümünde Diyarbakırlılarla buluşturulması fetih coşkusuna katkı yapmaz mı? İlgililere duyurmuş olalım.

Ramazan- Şerif’i idrak edeceğimiz bu kutlu Ramazan ayının hayırlara, birlik ve beraberliğimize, toplum olarak dayanışma, paylaşma kültürüne, sevgi, kardeşlik gibi güzel duygulara vesile olmasını temenni ediyorum. Bir temennim de görünür olma telaşıyla fotoğraf ve kamera önünde yardım etme meraklılarının, karşıdan nasıl göründüklerinin farkına varmaları. Hiç iyi görünmediğinizi belirtmiş olayım fazlasını söylemeyeyim. Ha bir de sosyal yardımlar var ki, sayının yüksekliği marifetmiş gibi lanse ediliyor. Şu kadar bin kişiye, şu yardımları yaptık. Marifet yardıma muhtaç kimse bırakmamaktır. Bilmem anlatabildim mi?

Devamını Oku

Bırakın sahipsiz kalsın!

1

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz günlerde basına konu olan ve kent gündemini meşgul eden “Bu kent sahipsiz değildir?” polemiğine tanık olduk. (TMMOB) Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’ nin yerel yönetimlerdeki kayyımların uygulamaları ile ilgili olarak geçen yıldan beri vurgu yaptığı ve geçtiğimiz günlerde kentsel dönüşüm ve kaçak yapılaşma iddiaları ile ilgili yaptığı basın açıklamasıyla yeniden kamuoyuna taşıdığı “Bu kent sahipsiz değildir!” söylemi etrafındaki tartışmalardan, ne kadar çok sahibimiz olduğunu öğrenme fırsatı bulduk.

Tartışmalarda her kesimin kendi siyasi bakış açısı ve tarafgirliğiyle bu kadim şehre sahip çıkmaya çalıştığını gördük. Zaten bugüne kadar bu sahiplik meselesi değil miydi memleketi ortada bırakan. Ortada kalan malın sahiplik tartışması olur. O yüzden bu mevzuda söz söyleyenlere bizim de bir çift sözümüz var. Bilinçaltınızdaki feodalizmden çıkın! O kadar sahip çıkanlar oldu ki şu anda yerin altında yatıyorlar. Bu kentin sahibi burada ekmeğini kazananlar, buradaki havayı teneffüs edenler, ağacından sokaktaki köpeğine burada yaşayanlardır. Sahiplik duygunuz sevginizdense, sahipliğinizi hizmetinizle ortaya koyun. Diyarbakır sevilmeyecek şehir mi? Söze gelince mangalda kül bırakmayanlar ve söze kadim şehir diye başlayanları şöyle bir kenara almak lazım. Şehrine ne yapıyorsun, nasıl hizmet ediyorsun? Lütfen hizmetiniz hasbi olsun, Allah için olsun. İşin arka planında birilerine peşkeş ve rant olmasın, kendi küpünü doldurmak olmasın. Sözüm yanlış anlaşılmasın genelleme yapmak felsefemde yoktur, ama üstüne alınması gereken birileri muhakkak var. Şu Fiskaya’ daki kentsel dönüşümde kendilerine akrabalarının ismi üzerinden arsa kapatan uyanıklar üzerine alınabilirler mesela. Bulunduğu makamı babadan miras sanan hayırsız evlat gibi, hesap korkusu taşımadan zimmetine geçirenler mesela…

Diyarbakır’ ı sevme, sahip olma iddiasında olanlar geride sizi hayırla anmaya vesile olacak işler yapın, yedi ceddinize küfrettirmeyin bu millete. Yiyor ama çalışıyor da demesini beklemeyin bu saatten sonra. Bu dünyadan alıp götüreceğiniz bir şey yok amelinizden başka.

Şairimizin dediği gibi memleket isterim, “Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun, Kardeş kavgasına bir nihayet olsun,  Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun, Kış günü herkesin evi barkı olsun, Olursa bir şikâyet ölümden olsun”.

Not: Memlekete sahiplik iddiasında olanlara; bu şehrin adını basketbolda başarılarla yazmak isteyen, parasızlıktan maça çıkamayıp ligden elenme noktasına gelen bir basketbol takımı var, Diyarbakır Basketbol Kulübü. Başka izaha gerek var mı? Görelim o sahipleri…

 

Devamını Oku

Diyarbakır Web Tasarım Ajansı

Diyarbakır Web Tasarım