30,1045$% -0.01
32,7584€% -0.03
38,0444£% 0
1.962,95%-1,24
3.323,00%-0,32
1302035฿%1.00412
02 Ağustos 2024 Cuma
Gıybet edenler; ayet, hadis ve büyük âlimlerin kıssalarında ölü eti yiyen vahşilere benzetilmiştir.
Gıybetin ölü kardeşinin etini yemek gibi çirkin bir davranış olduğunu bildiren Cenab-ı Hak: “Bir kısmınız diğerlerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz değil mi?” (Hucurat, 12) şeklinde buyurmakta ve insanlara gıybetin menfur bir haslet olduğunu söylemektedir.
Gıybet hakkında Peygamberimiz (s.a.v) döneminde yaşanan bir hadise bu kötü amelin iğrençliğini gözler önüne seriyor.
Bir gün Peygamberimiz ashabına oruç tutmalarını ve her birinin kendisinden izin alarak iftar etmelerini söyler. O gün herkes oruç tutar. Akşam olduğu vakit birisi gelir ve:
“Ey Allah’ın Resulü, günü oruçlu olarak geçirdim, müsaade edin de iftar edeyim.” der.
Sonra biri daha gelir, biri daha…
Ve bir adam daha gelerek şöyle der:
“Ey Allah’ın Resulü! Ailemden iki genç kız bu günü oruçlu geçirdiler. Onlar sana gelip izin istemekten utandılar. İzin verin de iftar etsinler.”
Allah Rasulü, o kızlara iftar etmeleri için izin vermez. Adam tekrar izin ister. Rasulullah izin vermekten kaçınır. Adam istediğini tekrarlayınca, Rasulullah Efendimiz şöyle buyurur:
“Onlar oruç tutmadılar. Bütün gün gıybet ederek insanların etini yiyen kimse nasıl oruç tutmuş olur? Çağır onları!” buyurdu.
Kadınlar geldi. Peygamber (aleyhisselâm) bir kap istedi. Kadınlardan birine vererek:
“–İçindekileri çıkar!” dedi. Kadın kabın yarısını dolduracak kadar kan, cerâhat ve et kustu. Diğerine de aynı şekilde emir buyurunca o da kabı dolduruncaya kadar kan ve taze et çıkardı. Bunun üzerine Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi ve sellem):
“–Bu iki kadın Allâh’ın helâl kıldığı şeylerden kendilerini tutarak, onlara karşı oruçlu oldular, haram kıldığı şeyleri yaparak da iftâr edip oruçlarını bozdular. Biri diğerinin yanına oturup insanların etlerini yemeye başladılar (yani gıybet ettiler). Varlığım kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki o parçalar karınlarında kalsaydı, cehennem ateşi onları yakacaktı.” buyurur. (Ahmed, V, 431; Heysemî, III, 171)
Bununla ilgi benzer rivayette peygamberimiz (a.s.m.) ın “Siz Allah’ın normal zamanda helal kıldığı yemeyi, içmeyi terk ediyorsunuz ama her zaman haram kıldığı kardeşinizin dedikodusunu yapmayı, onu çekiştirmeyi, onunla ilgili onun istemeyeceği şeyleri anlatmayı bırakmıyorsunuz” dediği rivayet edilir.
Evet orucun en mükemmeli mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi duygulara dahi bir nevi oruç tutturmaktır. Özellikle dili gıybetten muhafaza etmek dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla ona oruç tutturmak; ve o lisanı, Kur’ân tilaveti, zikir, tesbih, salâvat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek en güzelidir. Yoksa mideye oruç tutturup özellikle gıybeti bırakmamak orucun sıhhatine büyük zararlar verebilir. Ve oruçla kazanacağımız birçok sevaptan mahrum bırakabilir.
Selametle
Diyarbakır Web Tasarım Ajansı