30,1045$% -0.01
32,7584€% -0.03
38,0444£% 0
1.962,95%-1,24
3.323,00%-0,32
1302035฿%1.00412
14 Mart 2024 Perşembe
VİCDANINI YENİ ATANDIĞIN İŞ YERİNDE İLK DEFA KARŞILAŞTIĞIN MAAŞ BORDONU GÖRÜNCE BAŞÖRTÜNÜ ATARKEN…
MERHAMETİNİ İSE İLK DEFA MAAŞ ALDIĞIN O BANKA ŞUBESİNE TESETTÜRSÜZ GİDERKEN Mİ KAYBETTİN?..
Amacımız hiç kimseye ahlak dersi vermek , ahlak bekçiliği yapmak ya da zaten yasal bir statüye sahip ve artık bir endüstri haline dönüşmüş seks sektörünün gerekliliği/ gereksizliği veya var olup olması ile ilgili tartışmaları yeniden alevlendirmek değil…
Amacımız yalnızca , zaten yasaların koruyucu zırhı altında bugün her biri devasa birer organizasyona dönüşmüş bu yapıların toplum vicdanında mahkum olmuş binlerce yıllık kirli faaliyetlerini şimdi de çeşitli yaldızlı söylemler ve şok edici kavramlarla toplum vicdanında meşrulaştırılma çalışmalarına birazcık da olsa dikkat çekmektir.
AHLAK, BİLİNÇLİ BİR DÜNYA GÖRÜŞÜ , SAMİMİ BİR İNANCIN ÜRÜNÜDÜR.
Ahlaksızlık insanın bazen zaaflarına, öfkesine , hırslarına ,içgüdülerinin sürükleyiciliğine yenilerek ahlaki standartlarının dışına çıkması değil , ahlaki hiç bir standardının olmamasıdır.
Belirli bir yaşam felsefesi ya da içselleştirilememiş bir inanca sahip olamayanların tutarlı bir ahlak anlayışları da yoktur ve de asla olamaz…
Hiçbir ahlaki standartta , hiç bir yaşam felsefesine sahip olamayan ,üstelik dinden ve imandan da bihaber ve insanları hayvanlar gibi yalnızca biyolojik birer varlık olarak değerlendiren ahlak celladı iğrenç yaratıklar ahlaksızlıklarını meşrulaştırmak için yaşadıkları tüm toplumlarda kendileriyle benzer zaafları olan bireyleri de ahlaksızlıklarıyla zehirlemek için ahlaksızlıklarına sözde entelektüel gerekçeler bulur ya da en kutsal metinleri bile küçücük çıkarları için gözü kara bir biçimde tahrif etmekten kaçınmazlar.
Geçenlerde eşini yılarca önce kaybetmiş emekli öğretmen bir annenin çalıştığı işten istifa edip artık eve de uğramayan kızına yazdığı bir mektubu benimle paylaştı bir dostum, okurken gözyaşlarına hakim olamayarak…
“ Sevgili kızım , “ diye başlamıştı mektubuna anne.
“Duydum ki ,
Memuriyetten istifa edip , eve gelip de arkadaşın olduğunu söyleyen birinin deyiminle “ULUSAL BİR ORGANİZASYONDA SEKS İŞÇİLİĞİNE BAŞLAYIP , BU SEKTÖRÜN KÜRESEL KURUMLARINDA KARİYER(!) YAPMA İSTEĞİNE ” karşı çıkacağımdan emin olduğun için beni çağ dışı değerlere sahip örümcek kafalı biri olarak nitelendirip artık benimle görüşmek istemiyormuşsun…
Sana, erkek bedeninde hafif meşrep bir kadın ruhu barındıran, erkek bedeni kadınsı arzularla kıvranan, duygusuz bakışlı, tehditkar ses tonlu arkadaşınla kısa bir mektup göndermek istedim ama ne yazık ki almadı, eğer imkan bulursam yazdıklarımı çeşitli platformlarda yayınlayacağım, rast gelirsen umarım okursun…
Ey babasının en sevdiği, en kıymetlisi , ilk ve son göz ağrım günahkar kızım;
Biz seni vicdanlı, merhametli, vefalı, namuslu, terbiyeli, ahlaklı, şeref ve haysiyetine düşkün duygulu bir birey olarak yetiştirdik sanıyorduk…
Yanılmış mıyız yoksa?..
Ne dersin?..
Yok yanılmamış isek eğer, tüm bu yüce değerlerini ne zaman, nerede , nasıl yitirdin?…
Ne uğruna, nasıl çıkarlar, hangi tanımlanamamış cinsel hazlar adına bu kutsal erdemlerini bir çırpıda utanmazca katlettin?
VİCDANINI yeni atandığın iş yerinde ilk defa karşılaştığın maaş bordonu görünce başörtünü atarken…
MERHAMETİNİ ise ilk defa maaş aldığın o banka şubesine tesettürsüz giderken mi kaybettin?..
Nedir sana , hayvanların bile sahip olduğu o VEFA duygusunu unutturan?..
TERBİYENİ, tensel hazlar için tensel hazlar kölesi hangi kirli bedenlerle nerede, nasıl takas ettin?..
Hangi sapkın görüşlerle ne zaman ,kimler tarafından, nerede zehirlendin?..
Nedir sana artık NAMUS kavramını bile böylesine hoyratça yok saydıran?..
Karşı cinsin ilgisine olan karşı koyamadığın bir İLGİ AÇLIĞI, ŞEHVET DÜRTÜSÜ değilse eğer…
Nedir, sana artık böylesine alçakça bir AHLAKSIZLIĞI bile mide bulandıran en iğrenç bir hoşgörüyle yorumlatan?..
ŞEREF ve HAYSİYET Arapçadan Türkçeye geçmiş anlamsız iki sözcükten ibaret midir artık senin için de?..
HAYSİYETİN , kişinin kendine duyduğu saygı ile birlikte, toplumun da kişiye duyduğu saygı…
ŞEREFİN ise onur ve yücelik olduğunu…
Ahlaksızlıklarına “entelektüel” gerekçeler arayan, bilgiyle hasbelkader tanışmış ama BİLGİYİ ÖZÜMSEYEMEMİŞ şark kurnazı, şehvet kölesi hastalıklı o zihinler gibi , yoksa sende mi unuttun?..
Bir çok devletin zaten yasal bir zırhla korumaya aldığı, toplum vicdanı kanatan bu ahlaksızlığa toplum vicdanında meşruiyet kazandırma çabası değilse eğer kullandığınız o “SEKS İŞÇİLİĞİ “ kavramı , peki ya nedir?
Ahlaksızlığı “entelektüel” bir makyajda gizleyemez…
Ey geçmişte yüreğimin tek serveti iken bugün şehvet düşkünü kirli yüreklerin en değersizi, en sıradan eğlencesi , şaşırmış kuzum…
Karşı cinsin ilgisine olan açlığın…
Veya imanla yeterince terbiye edilmemiş güçsüz ruhunun karşı koyamadığı şehvetin o itici gücü…
Ya da anlık duygu patlamalarının kışkırtmasına boyun eğerek, anlık duygularının karşı konulamaz sandığın cazibesinin esareti değilse eğer…
Dizginleyemediğin hırsın, doymak bilmez açgözlülüğün müdür yoksa sana o kokuşmuş bataklığın karanlığında ışıltılı bir gelecek aratan?
HİÇ BİR FELSEFENİN GİZEMLİ FENERİ GİRDİĞİN O KOKUŞMUŞ KARANLIĞIN YOLLARINDA YANMAZZZ…
HİÇ BİR İNANCIN RUHLARI AYDINLATAN NURLU IŞIĞI İÇİNDE KAYBOLACAĞIN O BATAKLIĞIN KARANLIĞINI AYDINLATMAZ…
Yeter, kendine gel artık…
Gel günahkar yüreklerin en değersizi değilll, yine yüreğimin yegane serveti ol ,ey babasının en sevdiği ,en kıymetlisi , ilk ve son göz ağrım günahkar kızım..”
Ramazan GÖKÇİ
Diyarbakır Web Tasarım Ajansı