30,1045$% -0.01
32,7584€% -0.03
38,0444£% 0
1.962,95%-1,24
3.323,00%-0,32
1302035฿%1.00412
Hayvan sağlığında bütünsel yaklaşımın dünyadaki en önemli sözcülerinden Çiğ Besleyen Veteriner Topluluğu Kurucu Başkanı Dr. Nick Thompson, “Gerçek gıdalarla beslemeyi, evcil hayvanlarda sağlığın önündeki engellerin kaldırılması olarak görüyorum” dedi.
Thompson, İstanbul’da veteriner hekimler ve hayvanseverlerle buluştu. Türkiye’de ilk defa evcil hayvanlar için dondurarak kurutma (freeze-dried) teknolojisini kullanarak özgün çiğ besinler üreten Raw For Us’ın ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte Dr. Thompson, köpek ve kedilerin hayatlarında fark yaratan besin seçimlerini anlattı. Dr. Thompson, köpeklerde kaşıntıdan böbrek hastalıklarına, kanserden artrite birçok farklı hastalığın önlenmesine çiğ beslemenin önemini bilimsel verilere dayanarak aktardı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Raw For Us Kurucusu Naz Çakıroğlu, “20 yıldır savunduğu çiğ beslenmenin detaylarını dinlemek üzere Dr. Thompson’ı İstanbul’da ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Dr. Thompson, işlenmiş gıdanın tüylü dostlarımız için zararlı olduğunu ve elimizi çabuk tutup sağlıkları adına harekete geçmemizi öneriyor” dedi.
Son 10 yılda Birleşik Krallık’ta evcil hayvanların beslenmesinde çiğ gıdaya ciddi bir geçiş olduğunu söyleyen Dr. Thompson, “Kuru mama gibi işlenmiş, sentetik gıdalarla beslenen köpeklerle, gerçek gıdalarla çiğ beslenen köpekler arasında fark var. Gerçek gıdalarla beslemeyi, hayvanlarda sağlığın önündeki engellerin kaldırılması olarak görüyorum. Köpeklerde çiğ beslemeye geçtiğinizde etkisini 2 günden 2 haftaya kadar görebiliyorsunuz. Daha sessiz, sağlıklı çalışan bağırsakları oluyor. Bağırsak mikrobiyomunu destekliyorsunuz. Çiğ besleme iştah kontrolünü sağlıyor. Sadece obezitenin önlenmesini değil, ihtiyaç varsa iştah açarak kilonun yükselmesine de katkıda bulunuyor. İstediğimiz vitamin ve takviye miktarını kendimiz kontrol edebiliyoruz. Hidrasyon sağlayan mama veriyoruz. Diş taşı kontrolünü sağlayarak olası diş eti rahatsızlıklarının önlenmesine katkıda bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Naz Çakıroğlu – Nick Thompson
Evcil hayvanların hayatları boyunca her gün aynı mamayı yediklerine dikkat çeken Dr. Thompson, “Gezegenimizde 8.7 milyon tür yaşıyor. Peki, bu türlerin kaçı her gün aynı gıdayı yiyor? Herhangi bir canlıyı her gün aynı gıdayla beslemenin mantıksızlığını anlamak için bilim insanı olmaya gerek yok. Tekdüze, hep aynı gıdaları aldığınız bir beslenme olursa, bunun sorunları kendini er ya da geç gösterecektir. Her gün aynı gıdayı yediğimiz için değil, farklı gıdaları tükettiğimiz için hayattayız. Kedilerin ve köpeklerin de çeşitliliğin olduğu, gerçek gıdalarla beslenmesinin öneminin altını çizmemiz gerek. Kuru mama ve konserve mamalarla onları her gün her öğünde işlenmiş gıdalara maruz bırakıyoruz” ifadelerini kullandı.
İngiltere’de Liverpool Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre köpeklerin yüzde 74’ünün ya fazla kilolu ya da obez olduğunu belirten Dr. Thompson, “Köpeklerimizde ve kedilerimizde bir obezite epidemiğinden bahsediyor olabiliriz. Obez bir köpek diğer köpeklere göre 2 yıl daha az yaşıyor. Kuru mama, yüksek karbonhidrat içeriği nedeniyle insülini tetikleyerek evcil hayvanlarda diyabete zemin hazırlayabiliyor. Bir etobur, karbonhidrat odaklı beslenirse bağışıklık sisteminden davranışına kadar her şey değişir. Bu; bir ata ya da köpeğe çimen yedirmeye ya da dizel ile çalışan bir araca benzin koyulmasına benziyor” dedi.
Evcil hayvanların beslenmesinde yüksek proteinli diyetlerin gelecekte odaklanılması gereken bir alan olduğunu düşündüğünü belirten Dr. Thompson sözlerini şöyle sürdürdü:
“2017 yılında Mark Robbins tarafından yapılan araştırmada 20 köpek az yağlı kuru mamayla, diğer 20 köpek ise daha orta ya da yüksek yağlı çiğ gıdayla beslendi. Bu deney sonucunda en yüksek trigliserit kuru mamayla beslenen köpeklerde çıktı.”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Raw For Us Kurucusu Naz Çakıroğlu, “20 yıldır savunduğu çiğ beslenmenin detaylarını dinlemek üzere Dr. Thompson’ı İstanbul’da ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Dr. Thompson, işlenmiş gıdanın tüylü dostlarımız için zararlı olduğunu ve elimizi çabuk tutup sağlıkları adına harekete geçmemizi öneriyor” dedi.
Son 10 yılda Birleşik Krallık’ta evcil hayvanların beslenmesinde çiğ gıdaya ciddi bir geçiş olduğunu söyleyen Dr. Thompson, “Kuru mama gibi işlenmiş, sentetik gıdalarla beslenen köpeklerle, gerçek gıdalarla çiğ beslenen köpekler arasında fark var. Gerçek gıdalarla beslemeyi, hayvanlarda sağlığın önündeki engellerin kaldırılması olarak görüyorum. Köpeklerde çiğ beslemeye geçtiğinizde etkisini 2 günden 2 haftaya kadar görebiliyorsunuz. Daha sessiz, sağlıklı çalışan bağırsakları oluyor. Bağırsak mikrobiyomunu destekliyorsunuz. Çiğ besleme iştah kontrolünü sağlıyor. Sadece obezitenin önlenmesini değil, ihtiyaç varsa iştah açarak kilonun yükselmesine de katkıda bulunuyor. İstediğimiz vitamin ve takviye miktarını kendimiz kontrol edebiliyoruz. Hidrasyon sağlayan mama veriyoruz. Diş taşı kontrolünü sağlayarak olası diş eti rahatsızlıklarının önlenmesine katkıda bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Naz Çakıroğlu – Nick Thompson
Evcil hayvanların hayatları boyunca her gün aynı mamayı yediklerine dikkat çeken Dr. Thompson, “Gezegenimizde 8.7 milyon tür yaşıyor. Peki, bu türlerin kaçı her gün aynı gıdayı yiyor? Herhangi bir canlıyı her gün aynı gıdayla beslemenin mantıksızlığını anlamak için bilim insanı olmaya gerek yok. Tekdüze, hep aynı gıdaları aldığınız bir beslenme olursa, bunun sorunları kendini er ya da geç gösterecektir. Her gün aynı gıdayı yediğimiz için değil, farklı gıdaları tükettiğimiz için hayattayız. Kedilerin ve köpeklerin de çeşitliliğin olduğu, gerçek gıdalarla beslenmesinin öneminin altını çizmemiz gerek. Kuru mama ve konserve mamalarla onları her gün her öğünde işlenmiş gıdalara maruz bırakıyoruz” ifadelerini kullandı.
İngiltere’de Liverpool Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre köpeklerin yüzde 74’ünün ya fazla kilolu ya da obez olduğunu belirten Dr. Thompson, “Köpeklerimizde ve kedilerimizde bir obezite epidemiğinden bahsediyor olabiliriz. Obez bir köpek diğer köpeklere göre 2 yıl daha az yaşıyor. Kuru mama, yüksek karbonhidrat içeriği nedeniyle insülini tetikleyerek evcil hayvanlarda diyabete zemin hazırlayabiliyor. Bir etobur, karbonhidrat odaklı beslenirse bağışıklık sisteminden davranışına kadar her şey değişir. Bu; bir ata ya da köpeğe çimen yedirmeye ya da dizel ile çalışan bir araca benzin koyulmasına benziyor” dedi.
Evcil hayvanların beslenmesinde yüksek proteinli diyetlerin gelecekte odaklanılması gereken bir alan olduğunu düşündüğünü belirten Dr. Thompson sözlerini şöyle sürdürdü:
“2017 yılında Mark Robbins tarafından yapılan araştırmada 20 köpek az yağlı kuru mamayla, diğer 20 köpek ise daha orta ya da yüksek yağlı çiğ gıdayla beslendi. Bu deney sonucunda en yüksek trigliserit kuru mamayla beslenen köpeklerde çıktı.”
Temelli: Krizlerden çıkışın yolu Demokratik Cumhuriyet’tir
Diyarbakır Web Tasarım Ajansı