Bazen ne kadar denersen olmaz, nasiptir, nasibine razı olan ne güzeldir.
Dostluk bu zamanda edebiyat parçalamaktan öteye geçemiyor, çokça övgü, menfaat birlikteliği, kimse kimsenin kötü gününde yok artık, iyi gün partnerliği yeni moda.
Tanıdık çok, candaş yok, insan düştü mü yalnız ailesi var yanında, akraba bile genellikle fasafiso… Hayırlı akraba pek az… Ailenin kıymetini bil, bugün maazallah yatalak olsan onlardan başkası olmaz yanında. Az insan çok huzur, vaktin kıymetli, boşları çöpe at gitsin, vaktini heba etme onlarla…
Ahir zaman bu, eskinin o çokça dosdoğru müminlik günleri böyle değildi elbette, programlarda sürekli vaaz verir gibi konuşanlara gülüyorum en çok da, çoğu insanlığın en şerlileri, pek azı da en hayırlılardan…
Zaman garip zaman, insan garip, çağ tuhaf, öz bahçeyle ilgilenme zamanı, kendi güllerini, civarını kurtardınsa ne ala zamanları…
Şimdi daha iyi anlıyorum, temizler neden siyasette yok, halkın temizleri öne çıkarma çabası yoksa temizler kirlenmeden yükselemez ve neden gayretsiz bir ülkeye emek edilsin… Çabasız ülke bu kalitesiz siyasayı sonuna dek hak ediyor, şu vahşilik dolu dünya kıyameti sonuna dek hak ediyor, bazı gerçekler acıdır.
Bu ülke bu geri kalmışlığı sonuna kadar hak ediyor, değişim için önce kabullenmek şart, ülke dünyanın en gerilerinde kaldı.
Bazen nasiptir mesele, bazen hak etmektir işte, aziz Diyarbekir hak etmese de, Diyarbakır halkı hak ediyor geri kalmışlığı, hizmetsizliği, ses bile çıkmıyor adaletsizliğe, adiller neden uğraşsın talep yoksa!
Emek olmadan ekmek olmaz, olay çok basit, suçlu bulmak kolay, suçlu hepimiz, uyanmamız gerekiyor.
Bir toplum kendini değiştirmeye gayret etmeden hakikat desteğini vermez, kalbin niyet aynası ameldir.
Gönlü güzel canlara gönülden selam olsun.
Bilal Yavuz