HANZEHREMAH
Bir düşünsene yüceler yücesi Allah
Bizi kulları etmekle şereflendirmiş
Yoktan var etmekle onurlandırmış
Sayısız nimetiyle ayaktayız ey can
Sonsuz kusursuz Rabbimizi tanımaktan
Daha muhteşem ne olabilir ey Masiva!
Sayısız ihsanların üstünde yüzüyoruz
İçimizde evrenler, dışımızda evrenler!
Teşekkür et şükredebildiğin için bile!
Bir düşünsene eşref-i mahlukatı insan
Alçaklar alçağına düşen yine nice insan
Yaşamak savaşmaktır gardını düşürme
Kötüler gecesinde bir hilaldir iyiler
Bir düşünsene yürek çıldıracak gibi ey
Öyle bir Rabbin kuluyum ki daha ne isterim!
Rızasına ermektir en muhteşem başarı!
En görkemli hürriyet O’na köle olmaktır.
Cümlemiz aciz kalır O’nu anlatmaklara…
Alemler kalem olsa yetmez hiçbir mürekkeb!
O yine kendisini anlattığı gibidir!
O’nu yine yalnızca kendisi bilebilir.
1444
SEMAHİYAH
Alçakları alçaklığıyla başbaşa bırak
Sen yüceye bak, gördükçe yüksel ey cevher
Güzelliği yaratandan daha güzeli yoktur!
İhtişamı yaratandan daha muhteşemi yok!
Teslim ol ve boyun eğ: sonsuz mutluluğa er…
O kusursuz huzura kavuş muhabbetiyle
Mukaddes rızasıyla ulaş tamamlanışa
Dinsin yarım kalmanın hazin çağlayanları
Dünyaların dolduramayacağı boşluğun
Sonuna kadar dolsun ilahi hoşnutlukla
Anne, kardeş, evlat, yar! Sevdiğini O verdi!
Katrilyonlarca ihsan içinde yüzer ömrün
Farkına var göklerin, kurtul sığ zindanlardan!
Nefsine hapsolmanın köleliğinden kurtul!
Özgürlüğü yaratana kullukla özgürleş!
Nereye dönersen dön karşındadır kudreti…
Varlıklarla yokluklar emrine amadedir
Tümü yoktan var eden elbette tüme hakim
Kımıldamaz atomlar dahi izni olmadan
Cümlemiz tarife utanır acizlikten
Harflerimiz yetersiz kalır anlatışlara
1444
HÜMAHİYEH
Sonsuz kusursuz saltanatı önünde
Gücüne boyun eğen bütün herşeyle
Beraber, O’na teslim olduğunu hisset!
Bütün secdelerinde, cümle rükularında!
Yüceliği yaratan mutlak büyük Rabbine…
Eğildikçe yükselir yaratılan!
Şerefle dizini var edene diz çökmekten
Daha şerefli işin zinhar olamaz ey can!
Kimseler geçemez diklenerek bu kapıdan!
Edeb ile gelmeyen rahmet ile gidemez
Haddini bilen adil yüreklere ne mutlu!
Ne mutlu ihtirasa esir düşmeyenlere!
Kıskançlık zindanına hapsolana ne acı!
Ne acı doruk varken çukura düşenlere!
Derinlere indikçe tırmanabilir insan…
Canı kaslı olmayan varamaz bu zirveye!
Kanatlan, Allah’ın aşkıyla kanatlan da gör
Kanat bile şaşırır bunca uçabilmeye
Kadim sevda öyle bir uçurur ki inceyi
Sevda dahi bilemez uçanların yerini
1444
Bilal Yavuz